Hayatın Kur'an-ı Kerim ile inşası için |Mustafa İslamoğlu|Mehmet Okuyan|A.Aziz Bayındır
11 Şubat 2013 Pazartesi
Kur'an Halkası Nedir?
Kur'an Halkası Nedir?
Kur'an yalnızca kendisine tâbi olan Müslümanlar için değil tüm insanlar için yol gösterici bir kitaptır. Hitabı ve mesajı herkes içindir. Çünkü Kur’an, yerin, göğün ve bunlar arasında bulunan her şeyin Rabbi olan Allah tarafından tüm insanlara indirilmiş bir öğüttür.
Yeryüzünde yaşamış tüm insanların hayat birikimlerinin ve tecrübelerinin bir özetidir. Ne için yaşaması gerektiğini bilmeyen insanın ne yapması gerektiğini bilebilmesi için geçmişe gitmesine ve geleceği beklemesine gerek olmaksızın gayba ait haberleri ile onu karanlıklardan aydınlığa çıkarıp hidayete kılavuzlayan bir rehberdir. İnsana kendinin, hayatının, varlığının, evrenin ve tüm varoluşun anlamını, ne ve niçin olduğunu açıklayan bir beyandır.
Gidilecek yolun kendisine göre bulunduğu pusuladır Kur’an. Aklın sınırlarını zorlayan içeriği ile kendini tek otorite addeden aklın; ölçüsünü koyan, sınırlarını çizen ve onu en doğru şekilde kullanmayı öğreten bilgelik kitabıdır. Erdemi ve bilgeliği arayan derin kavrayış sahipleri için çözüldükçe derinleşen ve derinleştikçe de kendine bağlayan bir bilgi hazinesidir. Bilenin, kendisine göre neyi bilmediğinin ve neyi bilemeyeceğinin bilgisinin işlendiği mihenk taşıdır. Zaman aşımına ve hiçbir değişime uğramayan tüm evren yasalarının ve onlara göre yasa yapıcıların çıkaracağı tüm kanun ve yasaların özünün birer birer işlendiği tek referanstır.
Binlerce yıllık insan hayatının ve birikimlerinin ortaya çıkardığı tecrübî bilgilerden akılda tutulması gerekenlerin “tamamının” bir araya getirildiği en kutsal hazinedir. Olanı, olması gerekeni ve olacak olanı “hiçbir çelişkiye mahal vermeden” ortaya koyabilen ve açıklayan tek mukaddes kitaptır. Evrendeki her şeyden bir temsili içinde taşıyan ve her insanın kendisinden kendi seviyesine göre en yüksek bilinci alabileceği tek veri kaynağıdır. Hakikati açıklayan ve hidayete ileten tek kitaptır. Velev ki Kur’an, hakkı ile okunmuş ve doğru anlaşılabilmiş olsun…
İşte bu noktada Kur’anı en doğru şekilde anlamak ve anladığı mesajı yorumlayıp hayatına taşımak isteyen gönüllü insanların bir araya gelmesi ile oluşan topluluktur Kur’an Halkası.
“Sizler de bilmediklerinizi öğrenmek, bildiklerinizi
de öğretmek için mutlaka bir Kur’an Halkasına dâhil olunuz.”
KUR'AN HALKALARI İLE İLGİLİ
TAVSIYELER
A ) HALKALARIN OLUŞUMUYLA İLGİLİ OLANLAR
Halkaların 7 kişiden oluşması idealdir. Bir halka 5 kişiden az, 9 kişiden çok olmamalıdır.
Her halkanın bir hocası olmalı ve Kur'an okumalarını o yönetmelidir. Hoca, halka içerisinde Kur'anî bilgisi en iyi olanlardan seçilmelidir.
Kur'anî bilgisi yeterli düzeyde olanlar kendileri bir halka oluşturabileceği gibi, bu konuda kendilerini yeterli görmeyenler tarafından oluşturulacak halkalara, hariçten bir hoca temin etme yoluna gidilmelidir.
Halkaların sürekliliği ve sohbetlerin sürükleyiciliği önemlidir. Dolayısıyla, halka oluşumunda, halka üyelerinin tespiti de önemlidir. Bu sebeple, halka üyelerini belirlerken, her açıdan birbiri ile uyumlu olabilecek kişilerden oluşmasına dikkat edilmelidir.
Halka oluşumunda ve halka üyelerinin belirlenmesinde, bir öncelik olarak fiziki yakınlık da dikkate alınmalı ve böylece birbirlerine gidip-gelme konusunda kolaylık sağlanmaya çalışılmalıdır.
Her halka, aralarından birini halka koordinatörü olarak seçmelidir. Halka koordinatörü, halka üyelerinin görüşlerini alarak, toplanma yer, gün ve saatinin tespit ve takibini yapmalı, bu ve benzeri konularda halka üyeleri arasındaki iletişimi sağlamalıdır.
Halkaya yeni katılımlar, halka üyelerinden en az birinin teklifi ve halka üyelerinin tümünün tasdiki ile olmalıdır.
Halkaların toplantı periyodu haftalık olmalı ve bunun haftanın hangi günü olacağı halka üyelerinin ortak kararı ile belirlenmelidir.
Halkalar, dönüşümlü olarak evlerde ve akşamları toplanmalı, ev sahibi çocuklarının bu manevi atmosferden faydalanması için imkân sağlanmalıdır.
Halka üyeleri haftalık toplantılara düzenli katılım konusunda duyarlı olmalıdır. O günün vaktini kendileri için buna ayırmalı ve kendilerini ona göre ayarlamadırlar. Zaruri bir mazeret olmadıkça, sohbetlere düzenli gelmek hususunda titizlik gösterilmelidir.
Kur'an sohbetinin başlama saati katılımcıların ortak görüşü ile net olarak belirlenmeli ve zamana riayet edilmelidir. Kur'an okuma suresi 1,5 saati (90 dakika) geçmemeli, bunun öncesi ve sonrası serbest sohbet olmalıdır.
İkramlar konusunda, üyelerin ortak kararıyla orta bir yol takip edilmeli, masraflı ve israf boyutunda ikramlardan uzak durulmalı, sadelik esas olmalı ve ev sahibi fazla sıkıntıya sokulmamalıdır.
B ) HALKALARIN İÇERİĞİ İLE İLGİLİ OLANLAR
Halka üyeleri arasındaki ülfet ve muhabbet, halkanın hem daha verimli, hem de daha kalıcı olmasını sağlayacaktır. Bu sebeple, halka üyeleri arasındaki ilişkilerde ülfet ve muhabbet duygularını zedeleyebilecek tutumlardan kaçınılmalıdır.
Kur'an okumalarında takip edilebilecek üç ana yöntem vardır; a) Mevcut Mushaf sırasına göre, b) Nüzul sırasına göre, c) Konu bütünlüğüne göre (tematik). Bu yöntemlerden hangisinin uygulanacağı, başta halka hocası olmak üzere halka üyelerinin görüşleri doğrultusunda belirlenmelidir. Bununla birlikte, Kur'an'ın mantığını daha iyi anlamak ve kişilerin inşasını daha iyi sağlamak hususunda, nüzul sırasına göre takip yönteminin daha uygun olduğu tecrübe edilmiştir. Dolayısıyla, tavsiye de bu yöndedir.
Günümüzün dilini ve algısını iyi yakaladığı ve ayrıca, meal ile tefsir arası bir tarzda hazırlanmış olması sebebiyle bu tür Kur'an okumalarına uygun bir formatta olduğu için Mustafa İSLAMOĞLU'nun Gerekçeli Meal-Tefsir'i temel kaynak olarak tavsiye edilebilir. Bunun yanında, diğer tür meal ve tefsirlerle, hadis ve siyer kitapları da kaynak olarak mutlaka değerlendirilmelidir.
Kur'an sohbetleri halkanın hocası tarafından sunulmakla beraber, halka üyeleri de oraya hazırlıklı gelmeli; dolayısıyla sohbet, monolog tarzında ve monoton bir biçimde olmamalıdır. Ayrıca, halka üyeleri ellerindeki farklı meal ve tefsirlerden takip ederek, farklı anlamları ve bu arada kendi düşüncelerini de karşılıklı paylaşmalı, böylece düşünce ve anlam zenginliği yakalanmaya çalışılmalıdır.
Kur'an okumalarında ana maksat Kur'an'ı hayatımıza hâkim kılmaktır. Bunun için, Kur'an'ın söyledikleri ile güncel hayatımız arasında mutlaka bağ kurulmalıdır. Ancak, bunu yaparken doğrudan politik söylemlere düşmemek konusunda hassasiyet gösterilmelidir.
Kur'an, kendisine inananlar için en üst kimlik kazandıran, en temel referanstır. Kur'an okumaları kişiyi zaten en doğru istikamete götürecektir. Bundan dolayı, Kur'an sohbetlerinde, cemaatleri doğrudan hedef alacak söylem ve üsluplardan kaçınılmalıdır.
Kur'an okumalarında, Lafız-Mana-Maksat uçlusu esastır. Bu sebeple. , o oturumda okunacak bolumun Arapça metin —mümkünse tilavet ekimde- mutlaka okunmandır. Kur'an'ı, lafzından bağımsız, sadece meal ile sağlıklı ve doğru anlaşılabileceği yanılgısına düşmemelidir.
Kur'an okumalarında, Lafız-Mana-Maksat üçlüsü gereği, Lafız’la (tilavette) yetinmeyip, farklı tefsir ye meallerden de yararlanarak, Kur'an'ın mânâ bütünlüğü en gem bir biçimde elde edilmeye çalışılmalıdır.
Kur'an okumalarında, Lafız-Mana-Maksat uçlusunun en önemli ayağı olan Kuran’ı maksadına ulaşmak, en nihai amaçtır. Kuran’ın nihai maksadı, giriş suresi Fatiha'da "ihdina's-sırat'el-mustakim" yani, "bizleri istikamete yönelt" şeklinde dua formunda belirtilmiştir. Dolayısıyla, Kur'an halkalarının nihai aracımın, kişilere istikamet kazandırmak olduğu hassaten bilinmelidir.
Kur'an okumaları yapılırken ve Kur'an anlaşılmaya çalışılırken, her türlü politik, ideolojik ve etnik önyargıların yanında, mezhep, meşrep ve cemaate dayalı asabiyetten de uzak olmasının, olmazsa olmaz bir şart olduğu, bu tür taassupların Kuran'ın sağlıklı anlaşılması konusunda perde olabileceği dikkatten uzak tutulmamalıdır.
Kur'an okumalarının, her tür taassup ve önyargıların zamanla ortadan kalkması için bir fırsat oluşturacağı ve süreç içerisinde kişilerin sahih din algısına ve doğru istikamete yöneltmenin yegâne yolunun da buradan geçtiği realitesi göz ardı edilmemelidir.
Kur'an okumalarının, özelde insanı, genelde de toplumu inşa etmenin en sahih ve en sahici yolu olduğu zihinlerde ve kalplerde yer etmeli; Kur'an halkaları, "sorumluluk bilinci" demek olan "takva"nın tüm varlığımıza ve hayatımızın bütün boyutlarında hâkim olmasının sağlanmasıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder